1997 yılında kurulan üniversitemizin amacı kaliteli bir eğitimin yanında, çağın gereksinmelerine uygun, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini de destekleyerek modern bir araştırma üniversitesi olmaktır. Kısa süre içerisinde hızlı bir gelişme kaydeden üniversitemiz hem ulusal hem de uluslararası alanda adını duyurmayı başarmıştır. Bu amaca uygun olarak fakültemiz bünyesinde, ilaç tasarım ve geliştirme faaliyetlerini hızlandırmak için, Türkiye’de ilk defa bu amaca uygun bir yüksek lisans programı, Hesaplamalı Biyoloji ve Biyoinformatik adı altında 2009 yılında üniversitemiz bünyesinde açılmıştır. Bu isim altında Türkiye’de kurulan ilk yüksek lisans programı olarak, üniversitenin en önemli hedeflerinden olan araştırmada atılımcılığın güzel bir örneğini oluşturmuştur. Yüksek lisans programının açılmasını izleyen yıllarda da Biyoinformatik lisans programı açılmıştır.
Bölümümüzün ilk ekip fotoğraflarından biri: (Soldan sağa) Prof. Dr. Demet Akten Akdoğan, Dr. Öğr. Üyesi H. Bahar Şahin, Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Arzu Özal, Prof. Dr. Kemal Yelekçi, Emeritus Prof. Dr. Önder Pekcan, Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Eşsiz Gökhan, Araş. Gör. Şule Samık
Bölümümüz, “Biyoinformatik” olarak başladığı, 2016’da “Biyoinformatik ve Genetik” olarak devam ettiği lisans programına, 2020 yılı itibariyle Moleküler Biyoloji ve Genetik adı altında devam etmektedir. Disiplinlerarası bir araştırma alanı olan bölümümüz, biyoinformatik, genetik, sinirbilimi, bilgisayar bilimleri, matematik, istatistik, biyoloji, fizik, kimya, biyokimya, enformasyon teknolojileri ve mühendislik gibi farklı bilim dallarından faydalanmaktadır. Fiziğin, matematiğin, biyolojinin ve kimyanın temel kanunlarını esas alırken, bilgisayarın ve mühendisliğin hesaplama gücünü kullanarak biyolojik sistemlerin davranışlarını moleküler düzeyde anlamaya çalışan bu alanın en önemli hedefi, canlı organizmayı oluşturan karmaşık sistemi sayısal yöntemlerle deşifre edip anlamaya çalışarak bilime katkı sağlamak, hastalıklara çare bulmak ve dolayısıyla yaşam kalitesini yükseltmektir.
Bu program, disiplinlerarası modern bir eğitim anlayışının gelişmesine önemli katkılar sağlar. Zira, bu programla yetişenler, biyolojik bir sisteme ait problemin çözümü için en son bilgisayar teknolojisini kullanabildiği gibi, matematiksel düşünce yeteneğine sahip olur ve hem bir mühendis gibi pratik çözümler geliştirebilir hem de bir bilim insanı gibi karmaşık sistemleri basit bir dille ifade etmenin yollarını arayabilir.
Biyolojik sistemler hakkındaki bilgiler hızla biriktikçe, bilgiyi işleyecek ve analiz edecek yetkin elemanlara daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, iki atom arasındaki bağın enerjisini dikkate alarak yapılan moleküler düzeyde detaylı ve mekanistik çalışmalar, özellikle ilaç geliştirme çalışmalarının süresini ve maliyetini önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu yüzden dünyada (özellikle ABD, Avrupa ve Uzak Doğu’da) en fazla yatırımın yapıldığı araştırma alanlarından biri olarak önemli bir yere sahiptir.
Eğitim dili İngilizce olan programda moleküler biyoloji ve genetik, ileri genetik, nörobiyoloji, biyoinformatik, bilgisayar destekli ilaç tasarımı, temel hücre biyolojisi, moleküler modelleme ve simülasyon, protein dinamiği, gen veri analizi, sistem biyolojisi gibi geniş bir yelpazede konular okutulmaktadır. Bu programı bitirenler, öncelikli olarak ilaç şirketleri ve sağlık sektörü için vazgeçilmez birer eleman haline gelirler. Resmi kurumlarda ya da ilaç endüstrisinde, genetik tanı merkezlerinde, dizileme (Next Generation Sequencing-NGS) merkezlerinde ve ilaç dizaynı yapan farmasötik firmalarda araştırmacı olarak çalışabilirler. Ayrıca üniversitelerin tıp, ziraat, veterinerlik, fen ve biyoloji gibi bölümlerinde akademisyenlik de yapabilirler.